14 Nisan 2013 Pazar

14 ŞUBAT



Tarihçesine baktığımızda konunun aslında diğer özel günlerde olduğu gibi tamamen ekonomiyi kalkındırıma amaçlı bir güne uydurulmuş hikayeden öteye gitmediğini görmemiz oldukça basit. Fakat iş uygulamaya geldiğinde kız erkek demeden hepimiz için bir kabus yaklaşıyor demek bu. Sevgilisi olanlar o günü en özel kılacak yemek planları, süpriz hediyeler, ilk çıkmaya başlanan günü anımsatacak hatıralardan oluşan ortaya karışık bir süpriz paketi hazırlarken, sevgilisi olmayan insanların işi kolay gözükse de günün ertesine psikologdan alınacak bir randevu ve günü bol alkol eşliğinde yanlız geçirmenin maliyeti de sanıldığı kadar az değil :)





Ece’ye göre bu sene Pazar gününe denk geldiği için maç seyredip bir kaç şişe bira eşliğinde bu günü atlatmak mümkün gözükse de, maalesef iş göründüğü kadar kolay değil. Bir kere sevgilisi olmayan erkekler de o günü bir fırsat bilip kısa günün karı hangi eski sevgilimle görüşebilirim ya da son dönemde yatmayı düşündüğüm kızlardan hangisinin gardının en düşük olduğunu hesaplamaya başlar. Aslında bu gün melankolik olarak takılma gereksinimini ortadan kaldırdığınızda gayet eğlenceli bir gün haline gelebilir. O zaman kısa bir yapılacaklar listesi hazırlayalım :

-          Bir gün önceden olası bütün eski kız  arkadaş ve muhtemel günü keyifli geçirecek kızlar listesi hazırlanır..
-          Liste hazırlandıktan sonra öncelik planlamasına göre telefonlar açılmaya başlanır.  Sonrasında ise muhtemel şöyle konuşmalar geçicektir aranızda :
-           “Şeker naaber .. Nasıl yani tanımadın mı Paranoyak ben ??? Tabi canım anlıyorum yeni erkek arkadaşın çok kıskanç, ve kimseyle görüşmeni istemiyor ... Tabi tabi anlıyorum, nee aynı zamanda kendisi bir kick box’çı mı, canım diğer hattan arıyorlar iyi bak kendine ...”
-          Ya da “Ayşecim nasılsın. Evet uzun zaman oldu görüşmeyeli, dün gece rüyamda gördüm bir sesini duymak istedim. İnanmak istememeni anlıyorum, zamanında seni çok kırdığımı da biliyorum ama bu sefer durum farklı. Nasıl yani sende de durum farklı ??? Oooppsss şaşırdım ama mutluluklar canım. Demek yeni sevgilinin ismi Emel ... Tabi arada sırada değişiklik yapmak güzel hayatta ama geçici bir hevestir diye düşünüyorum ... Gerçekten mi demek bu baharda Hollanda da evleniyorsunuz. Mutluluklar canım , hamile kalmak istersen sperm donörü olarak beni düşünebilirisiniz. İyi bak kendine ... Bye bye ...”

Tamam tamam abartıyorum farkındayım gerçekçi bir senaryo yazalım eski sevgilinizi ararsınız, telefonu açar, evlendiğini size söyler tebrik edersiniz telefon kapanır, rehberinizden numarasını silersiniz, konu kapanır. Maalesef gerçek hayat anlattığımız renkli hikayelerden daha sönük ve sıkıcı. Peki hiç hayatta başına gelmiş enteresan bir 14 Şubat yok mu derseniz geçirdiğim en keyifli 14 Şubat’ı sizlere anlatayım...

“Bundan 5 ya da 6 sene önceydi 14 Şubat Cumartesi’ye denk gelmişti ve ben yanlız başıma evde içerek günü öldürmeye kararlıydım. Absolute şişesinin yarısına gelmişken cep telefonum çaldı. Arayan numaraya baktığımda bir şekilde tanıdık gelmesine rağmen isim yazmadığı için beraber olup sildiğim hatunlardan birisidir diye açmak istemedim. 5 dk sonra aynı numaradan tekrar çağrı gelince merakıma yenilip telefonu açtığımda karşımda bir iki gece beraber olduğum doğruyu söylemek gerekirse de komik ve neşeli bir kız olmasına rağmen fiziksel olarak çok iç açıcı olduğunu söyleyemeyeceğim bir hatun vardı. Evde olup olmadığımı ve evdeysem bir arkadaşıyla uğramak istediğini söyledi. İlk aklıma gelen kızın kendisi böyleyse 14 Şubat’ta yanlız kalan arkadaşı ondan beş beterdir diyerek reddetmeyi düşündüysem de yanlız başıma oturmaktansa geyik yaparız diye bekliyorum diyerek telefonu kapattım.

Yarım saat sonra kapı çaldığında en bezgin halimle kapıyı açtığımda önce karşımda malum dişiyi gördüm. Her zamanki gibi güleryüzlü ama şişman !!! Gerçekleri söylüyorum diye kızmayın (Hadi ama bende filinta gibi olmasam da genel olarak bir şeytan tüyüm olduğu söylenir ;) . Neyse arkasından ondan beş beter birisini beklerken inanılmaz bebeksi ve hoş bir hatun kapıda belirdi. Ben şaşkınlıktan kem küm ederken onlar salona geçip yayılmışlardı bile. Bunun sonrasında ağzımdan çıkabilen tek kelime ne içersiniz olmuştu. Şaka gibi olsa da avcıdan av konumuna gelen ben , kendi evimde bir köşede kibar çocuğu oynamaya başlamıştım. Votkanın bitiminde eskiden tanıdığım kız başının ağrıdığını ve gitmesi gerektiğini söylediğinde içimden kocaman bir “HAAAAYYYYIIIRRRRRRR” geçmişti. Ben ağrı kesici bir şey versem derken diğer kız ona gitmesini kendisinin biraz daha kalıp sohbet ediceğini söylediğinde sevincimden ağlamak üzereydim. Gecenin sonrası mı ... hayatımda en unutamadığım aşk hikayelerimden birisinin ilk adımı olmuştu. Doğruyu söylemek gerekirse o ufaklık 2 ay boyunca canı nasıl istediyse benimle takılıp nerdeyse hiç umursamazken ben salak aşık konumuna geçmiştim. Öyle ya da böyle aşk düşündüğünüz kadar kötü birşey değil ve ne zaman nerden çıkıcağını da Eros’tan başka bilen yok sanırım ...

Happy Valentine’s Day ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.