Söyleyin bana en son ne zaman aynaya baktınız ?
Tabi ki hepimiz her sabah yüzümüzü yıkarken ya da diş
fırçalarken kendi simamızla göz göze geliyoruz ya da bir alışveriş merkezinde
yürürken yansımamıza bakıp kesiyoruz kendimizi. Ama sorum bu değil en son ne
zaman gerçekten aynada kendinize baktınız ?
Yıllar içerisinde yaratmış olduğunuz eserle en son ne zaman
yüzleştiniz ?
Evet yıllar içerisinde gençliğimiz elden gittikçe fiziken
geriye gitmeler, yüzde kırışıklıklar, saçta sakalda beyazlar artarken, asıl
hasarı genelde göstermemeye çalıştığımız ruhumuz alıyor. Bazılarımız daha fazla
spor yaparak, botoks yaptırarak saklamaya çalışsa da, insanın dışa karşı
çaktırmadıklarını kendinden saklaması o kadar da kolay olmuyor. Ben böyleyim
diyorsunuz, herkesin işine geldiği gibi diyorsunuz ama zora gelince benim
travmalarım var ile devam ediyor hikaye. Evet hepimizin kaçtığı noktalar,
engelleyemediği defoları, ruhen yorgunlukları olsa da bunun genelde su yüzüne
çıktığı noktalar ikili ilişkiler oluyor. Yorgunluklar hasır altı edilmeye
çalışılsa da tutkunun esiri olmaya başladığınız noktada kılıçlarını çekmiş iki
samurayın sert ve kanlı müsabakasına dönüyor peri masalları.
Evet bir kez daha soruyorum en son ne zaman gerçekten aynaya
baktınız ve kendiniz ile yüzleştiniz. Yıllar içerisinde kendinizi adeta bir
heykeltıraş gibi yontarak yarattığınız bu eserden memnun musunuz ?
İdealler ve gerçeklerin karışımı olarak yaşadığınız hayatta
kendinizi mutlu edebildiniz mi mesela ? Eski sevgililerinizi, ailenizi,
çevrenizi ??? Ya da hepsine siktiri çekip ben buyum mu dediniz işin kolayına
kaçarak … Ve sonra aynanın karşısına geçip fiziksel güzelliğiniz ile övünüp
canım kendim mi dediniz ?
Bu bir yargılama yazısı değil elbette, herkes yarattığı
eseri ile mutlu olmakta özgür. Tabi ki de her sanatçının sanatını halk için
üretmek zorunda olmadığı gibi.
Hayatı boyunca anlaşılamamış ama çok belli bir zümreye hitap
etmiş sanatçılar olduğu gibi kendi eserimizde de neyi hedeflediğimiz sadece
bizi yani sanatçıyı ilgilendirir. Tek gerçek yelin kayayı, suyun falezleri,
atılan adamların mermer merdivenleri aşındırdığı gibi, zaman bizler ve eserimiz
içinde acımasız bir şekilde hızla ilerliyor. Bir noktada bir daha aynaya
bakamamak üzere eserimiz toprağa karışacak, geride sadece hatırlandığımız
kadarı ile hatırlanan bir eser kalacak dostlarımızda ve düşmanlarımızda. Sonra
bir gün hatırlayan kalmayacak ve ebedi ölüm gerçekleşecek.
Belki de o yüzden yazmayı tercih ediyorum, ölümü geciktirmek
için. Neyse siktir edin beni ve aynanın karşısına geçip kendiniz ile yüzleşin,
bakalım hala o kadar güzel mi yaratmış olduğunuz eser …
BoRa a.k.a PaRaNoYaK PaLyAcO
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.