Galiba yağmurlu ve kasvetli hava bilinçaltıma böyle oyunlar oynamayı seviyor. Bu sayede güne güzel bir filtre kahve eşliğinde System Of A Down’ın “Lonely Day” parçası ile başladım. Filtre kahve demişken son dönem instagram da sürekli videoları dönen herifin ağzına kürekle vurma isteği olan bir tek ben olamam değil mi ???
Neyse şiddet yok, sakin bir insan olma yolunda kendimi
eğitiyorum 48 yıldır … Yani kısaca bir bok eğitememiş olduğumun itirafı sanırım
bu satır, neyse önümde bir süre daha var Allah’tan ümit kesilmez. Neyse
konumuza dönelim parça bir insanın kendini en yalnız hissettiği anı anlatıyor
arada aşk acısı kırıntılarıyla, oysa neden yalnızlık hep aşka bağlanmak
zorundadır ki ? Gayet bilinçli bir tercihtir oysaki, kalabalık içinde yalnız olmaktansa
bilinçli bir yalnızlık.
Gidip doğaya kaçın ormanda bir kulübede tek başınıza yaşayın
değil tabi ki de demek istediğim, ama yalansız dolansız, daha sakin bir hayatta
mümkün. Bilmem belki de artık yaşlandığımı kabul etme zamanım geldi de geçiyor,
hatta en son boomer olduğumu bile kabul ettim çok sevdiğim bir arkadaşım
oğluyla beni ziyaret ettiğinde. Hala çok hayatın içinde olduğumu, trendleri
takip ettiğimi iddia eden ben, arkadaşımın oğlunun anlattıklarının çoğunun ne
olduğundan haberim bile yoktu. Evet zaman ilerliyor sevdiklerimiz birer birer
aramızdan ayrılıyor, sıra eninde sonunda bize gelecek ve doğduğumuz ilk gün
bildiğimiz filmin sonu ile yüzleşeceğiz. Peki bunu sahte bir kalabalık içinde
mi yoksa kendi kendimize yaşayacağız galiba ana konu bu. Eskiden kalabalıklar
için de olmayı seven ben gün geçtikçe yalnızlığı tercih eder oldum. Güne huzur
içinde başlayıp, kahve üzeri spor ve sonrasında müzik eşliğinde geçen bir gün. Evet
beklentilerimi düşürdüm, heyecanımı kaybettim, gördüklerim karşısında
şaşırmamaya başladım. Belki de sorun bu fazla hızlı yaşadıktan sonra hiçbir şey
şaşırtmamaya başlıyor sizi, iyi ya da kötü olması da farketmiyor. Heyecanınızı
yitiriyorsunuz, hep bir adım önde olup olacak olanın gerçekleşmesini beklemeye
başlıyorsunuz, bu da insanı o yalnızlık duygusu ile yaşamaya itiyor.
Siktir edin benden bahsediyoruz, 3 gün sonra hayat ne kadar
güzel aşık oldum diye de yazabilirim. Ya da son yaşadıklarımdan sonra aşka tövbe
edip kendi kabuğumda ne kadar huzurlu olduğumu övmeye de devam edebilirim. Yalnız
kalıcam dedikten sonra ay sonunda çok sevdiğim bir mekanda plaklarımın başına
geçip 2 saat dinlemeye gelenleri de eğlendirebilirim.
Tek bildiğim arada bir nefes almaya ihtiyacımızın olduğu,
siktir edin gereksiz kalabalıkları, 1 günde olsa yalnız kalın gerçekten yalnız.
Kapatın telefonunuzu, uzak durun sosyal medyadan, hayatın içine karışın,
içinizden geldiği gibi bir gün yaşayın başkalarına ispat etmek zorunda
olmadığınız. Sadece anı yaşayın ve keyfini çıkarın yalnızlığın.
Sonra mı dönün o kaotik yaşamlarınızı açın ve “Lonely Day”
dinleyin yeni favori içkim Jim Beam Red Stag eşliğinde.
Cheers all
Bora a.k.a PaRaNoYaK PaLyAcO
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.