9 Haziran 2019 Pazar

KOD ADI "MELİS"


Hay amına koyayım …

Aaaaaaaaaaaaaahhhhhhhhhhh …

Fuck ... Fuck ... Fuck …

Sikiyim böyle işi, diye diye kendini bu hale soktun ya, bravo sana PaRaNoYak. Ulan geyiğe sarıp, hatun eski sevgilimin kimliğini kopyalamış diye işin geyiğindeyken haline bak şimdi. Allahın unuttuğu bir yerde, etrafında arı kovanları, bağırsan kimsenin duymayacağı bir yerde bağlı vaziyettesin. Vinnie the Pooh bile gelip kurtarmaz seni şu an. Hoş gelse de muhtemelen etraftaki bal ile daha çok ilgilenir.

Konuyu bilinç altımda dramatize edip, taşşağa sardığıma göre şu dakika Guy Ritchie’ye bağlayıp flashback’i patlatıyorum … (Kendime ve size not yazıyı okurken Sublime dinleyin çok uyuyor ortama 😏 )

Aslında çok sıradan bir günde elimde telefon boş boş sosyal medya da takıldığım birgün İnstagram’dan gelen ekleme talebiyle başlamıştı bütün hikaye. Ekleme talebi gelmesinde tuhaflık olmasa da gönderiyi yapan kişinin çok eski bir sevgilimle aynı isim ve soyadına sahip olması yeterince tuhaftı. (Kendime not 1 : Mal hazır kıllanmışsın eklemesene)

Kızın profili açıktı, incelediğimde olağandışı bir durum yoktu ve ben de eklemeye karar verdim. Hatta bir adet alakasız ortak tanıdık olması anlamsız rastlantıyı mantık çerçevesine oturtmamı sağlamıştı bile kafamda. Önce ufak ufak resim altı geyikler, sonra dm derken ona longboard öğretmem konusunda anlaşmıştık bile. (Kendime not 2 : Ulan bi dolu motorunla fotoğraf var, kız longboard diyor ve sana bu mantıklı gelyor … Malsın mal PaRaNoYaK)

Haftasonu evde yayarken beklenen an gelmişti, kız mesaj atıp hadi longboard’a dediğinde giyinip hazırlanmaya başladım tam gaz. Ve o an Simon devreye girdi 5 dk sonra uzun zamandır görüşmediğim güzel memeli eski hatunum da arayıp evde olup olmadığımı sormaya karar verdi. Her zaman ki şuursuz rahatlığımla evdeyim, içiyorum ve birazdan sahile inip hatunun tekine board öğreticem demem tabi ki onu engellememişti. 5 dk sonra kapı çaldığında kafamı şahane dekoltesinden kaldırıp yüzüne bakmam bir 30 saniyemi aldı. Sonra bütün centilmenliğim ve kibarlığımla içki ikram edip geyiğe sardık. (Kibarlıkla göğüslere bakmamın uyumsuz bir tarafı yok içinizden böyle şeyler söylemeyin hakkımda çok ayıp). Sonra sahile kod adı “Melis”in yanına beraber inmeye karar verdik. Sahile indiğimizde motorcu dostlarımdan birkaç arkadaşıma rastlayınca durum iyice sürreel ve şamata bir hal almıştı. Bolca bira, ufak bel altı espriler, eski anektodlar derken hava ufaktan kararmıştı bile. Bir süre sonra biraların de etkisiyle kızlar tuvalete gittiğinde biz motor sohbetine dalmıştık çoktan.

Kızların gitmesinin üstünden yarım saate yakın bir süre geçtiğini fark edip meraklanmaya başlarken kod adı “Melis” yalnız olarak yanımıza döndü. Eski sevgiliyi sorduğumda acil bir telefon gelip gittiğini söylerken çok rahattı. Hatta tuvaletten çıktıktan sonra bir 10 dakika onu aradığını, bulduğunda ise hararetli bir şekilde konuştuğu telefonunun bitmesini beklediğini anlattı.  İçim rahat etmediği için aradım ama telefon bir süre çaldıktan sonra telesekretere düşünce, galiba diğer kızı kıskanıp bana trip atıyor diye düşünüp güldüm ve telefonu cebime koydum. Bu arada tam gaz aramızda önce 15 yıllık eski sevgilimi öldürüp kimliğini üstüne geçirdiği, şimdide bu gecekini öldürdü diye espriler yapıyorduk kıza. (Gülmeyin demiştim sizlere, MaL yazılı tshirt’ler hikayenin sonunda merch store’da 😝)

Aradan çok bi süre geçmemişti ki yeni kızla öğreti paylaşımımız longboard’dan kamasutra’ya hızlı bir geçiş yapmıştı. Yine kıllanmam gereken noktalar vardı es geçtiğim. Hangi kız sevişirken aynı isme sahip olduğum kız yatakta neler yapılmasından hoşlanırdı diye sorar ki ??? Ok role playing diye bir kavram var ama daha çok fetish kıyafetler ya da dirty talk içeren kısımları çalıştığım yerler. Eski sevgilimle aynı isim soyada sahip kod adı “Melis” olayı fazla kişiselleştiriyordu sanki. Ama yine de seks güzeldi ve konuyu unutmam bir blowjob’a bakmıştı. (Evet biz erkekler bu kadar kolay unutuyoruz herşeyi)

Aradan bir ay geçmişti ki polisin kapıma dayanması ile işlerin boka battığını anlamam bir olmuştu. O gün tuvalete diye gidip kaybolan eski manitanın cesedi denizden boğulmuş bir şekilde çıkmıştı. Telefonunda en son beraber resimlerimiz olduğu için sorguya alınmıştım. Görgü şahitleri vs. derken konu ile suçsuzluğum ispatlanmış ve dosya adi bir boğulma vakası olarak polis raflarında yerini almıştı. Tuhaf olan ise polisin kod adı “Melis”e ulaşamamış olmasıydı. O günden itibaren sanki yer yarılmış ve içine girmişti hatun. Ta ki o gece kapım çalana kadar…

Dışarda yağmur vardı ve sırılsıklam kapıda duruyordu kod adı “Melis”. Sana açıklamam gereken şeyler var dedikten sonra davet etmemi beklemeden dalmıştı içeri. Kendime ve ona bir jack koydum ve dinlemek için yanına gelmiştim ki suratıma sıktığı tuhaf kokulu spreyden sonrası karanlıktı.

Kameraman güzel bir açıdan yerde bağlı bir şekilde yatan bana bir close up al lütfen. Hatta cgi ile birkaç uçan arı bile ekleyebilirsin kovanları daha etkileyici hale sokmak için. Sprey kafa yapmış olabilir mi acaba ???




Kafamı toplamalıyım, filmlerde böyle anlarda bir şekilde kaçar hep kahramanlar. Dediğim an karşımda 2 tane Melis gördüm. Evet, evet yıllar yaşlandırsa da bu oydu. Gerçek olan ve yıllardır görmediğim Melis, yanında da kod adı “Melis”. Mal gibi baktığımı görünce gülmeye başladılar.
Kod adı “Melis”in kendisinin küçük kardeşi olduğunu söyledi. Planlar dahilinde sevişme olmamasına rağmen benimle yattığı için hala ona kızgın olduğunu söylese de, içten içe gurur duyuyor gibiydi kardeşi ile. Zamanında duygularını inciten erkeklerden birisinden daha alacağı intikam bu sayede ihtişamını arttırıyordu sanki gözünde.

Işıkları açtığında arıların kovan olarak kullandığı şeylerin çürümekte olan insan bedenleri olduğunu farketmem midemden gelen kusma isteğini hızlandırdı. Romantik komediden, Tesetere serisine geçmişti kısa film resmen.

Ama her zaman söylerim şanslı bir piç olduğumu. İşlerin en boka sardığını düşündüğüm o an günün süprizini kod adı “Melis” gerçekleştirip elinde tuttuğu bıçağı ablasının gırtlağına sapladı. Sıra bana geldi derken bıçağı üzerimdeki tshirt’e silip gülerek “artık özgürüm” dedi ve arıların kovanlarını devirip samanların üzerine zippo’sunu atıp ortamı ateşe verip binayı terk etti.

Sonra ne mi oldu arılar üzerime saldırır diye düşünürken çıkan dumandan dolayı uzaklaşmayı tercih ettiler. Alevlerin yükselmesi ile beraber çevrede bulunan köylüler de benim hayata dönüş biletim oldu.

İşin özü eski sevgilileriniz ve benzer isimlilerinden uzak durun. Ve içgüdüleriniz size MaL olduğunuzu söylüyorsa bir noktada onları dinleyin. Bunun için bu kadar tuhaf hikaye yaşamanıza gerek yok ;)

Yeni ilişkilere ve yeni arıza hatunlara … Cheersssssss 🍺




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.