İlişki beceriksizi olarak bayılıyorum yeni başlangıçlara,
özellikle karşımdaki fil hafızalı, zeki ve dengesiz birisi ise …
Bu arada bakmayın başlangıç dediğime, görüşmelere
başlandığını KAP’a bildirdim ama transferin gerçekleşmesi Falcao transferi
kadar zor gözüküyor. (Metafora gel beeeee, hem kadınlar futbolla başlayan
yazıları nasılsa okumaz sonrasını kafama göre yazarım çakallığı, hem de çok
beklesek de sonunda Falcao transferinin gerçekleşmiş olması J )
Romantik yazı bekliyorsanız öyle bir yazı olmayacağının
garantisini verebilirim. Genel anlamda iki hayattan kazık yemiş farklı
karakterlerin tanışma hikayesi olarak düşünebilirsiniz. Hepimiz insanlarla
tanışıyoruz hayatın içerisinde, bir kısmını anında eliyoruz, bir kısmını anlık
zevklerimize alet ediyoruz, bir kısmına aşık oluyoruz ama diğer bir kısım var
ki içimizde tehlike çanlarını çaldıran, işte onlara tutku duyuyoruz.
İyi de aşk değil mi önemli olan dediğinizi duyar gibiyim.
Yoooo "AŞK" denilen şey aslında güvenli limanda duyguların beyne bu iş olur
huzurlu takılalım sinyali verdiği andır. İçinde tutku, şehvet, ten uyumu vs de
barındırır ama dizginler burada beyinin kontrolündedir. 14 Şubat’ta her tarafta
kalpli balonlar, pastalar, kartpostallar görmeniz pazarlama açısından beyne
göre şekil olarak kalbin daha güzel gözükmesinden tamamen.
Peki işin içine tutku girdiğinde ne oluyor ? Öncelikle beyin
sikerim yapacağın işi diyip kendini tamamen devre dışı bırakıyor. Bütün yapılan
saçmalıklar , kavgalar, delice seksler tamamen bilinçaltımızda yatan hayvanın,
tutku denilen id egomuzun tetiklemesi sonucu ortaya çıkanlar.
İnsanlıktan çıkıp
hayvanlaştıkça tutkunun esiri olup değişik bir deneyim yaşıyoruz ama her güzel
şeyde olduğu gibi bunun da yan etkileri hayatımızı sikiyor eş zamanlı olarak.
İnsanlıktan çıkıp hayvanlaşmak demek, kibarlığın kenara köşeye ufaktan atılması
demek oluyor. Bu sebepledir ki bu
anlarda birbirini daha çok kırar insanlar, yapmaması gereken şeyler yapar,
sözler söylerler. Hayatta kalıp karşısındakini acıtmak isterler ufacık bir
kırılma anında. Bu yüzdendir ki büyük “AŞK” lar unutulmaz klişesi vardır, ki
ortada olan “AŞK” değildir özünde.
İşte bu yüzdendir ki başka bir klişe daha vardır ezelden
beri duyduğumuz “ İlk görüşte AŞK” …
Dünyanın en büyük yalanıdır bu, olayın özü aslında iki tane
zeki yırtıcı hayvanın birbirlerinin potansiyelini hissedip parçalama isteğidir
altında yatan bu hissin. Neden zeka dedim, “öz” hayvansal içgüdü de olsa
hayatta kalmayı başaranlar her zaman zeki olanlar olmuştur. Tutkulu ilişkilerde
benzerdir, hep o heyecan ve tutkuyu ayakta tutmak için zeka oyunları gerekir,
bir de fil hafızası. Filler hiçbir şeyi unutmamalarıyla ünlüdür. Evet hepimiz
ilişkilerimizde bu tarz çakallıklar yaparız ama genelde tek taraflıdır. Kadın
ya da erkek bir anda 2 yıl önce bilmem kimin düğününde şunun poposunu kesmiştin
gibi sığ bir çıkışla arıza yaratabilir. Ama işin içinde tutku ve fil hafızası
varsa karşılıklı diyalog şuna evrilebilir;
- Kadın : Dün gelip özellikle yapma dememe rağmen
kalabalık bir mekanda herkesin ortasında yanağımı okşayıp, boynuma nefesini
bilinçli bir şekilde verdiğini fark etmedim sanma
- Erkek : Evet, çünkü öncesinde dokunamazsın
dediğinde beden dilinin aslında bunu yapmamdan hoşlanabileceği sinyalini verdiğini
fark etmeme şansım yoktu
- Kadın : O değil de bir de öpmeye kalkmak ne
demek herkesin ortasında, tanımıyoruz bile daha birbirimizi
- Erkek : Çok istediğim için ve o anki şaşkın
ifadeni görmek istediğim için olabilir mi ?
- Kadın : Ruh hastasısın
- Erkek : Evet biliyorum ama bu görüşmemize engel
olmamalı diye düşünüyorum
- Kadın : Kafam karışık
- Erkek : Görüşmemize engel mi bu ?
- Kadın : Bilmiyorum, emin değilim seni tanıyıp
tanımamak istediğime J
- Erkek : Burdan kanka muhabbetine bağlamayız diye
umuyorum
- Kadın : Sen o hakkı çoktan kaybettin
- Erkek : Ben o hakkı hiç istemedim ki …
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.