Fuckkkkkkk …
O arkamda duyduğum ses motoruma bodoslama bir arabanın
girmesi olmalı…
Tutabilir miyim acaba yolda ???
Sonrası film şeridi bariyerlere motorla beraber yerde
sürüklenirken …
Hayatın ne kadar pamuk ipliğine bağlı olduğunu bilsek de bu
tarz bir deneyim sanırım her ruh için fazlasıyla yorucu. Kazanın detayları ile
sizi boğmaya niyetim yok, yaşadığım ve önemli bir hasar almadığım için ne kadar
şanslı olduğumu söylemem yeterli sanırım.
Bedenen hasar almamıştım ama ilk defa ruhum için aynı
görüşte değilim. Post travma denilen kavramla işte böyle tanıştım. 1 hafta
boyunca doktor, avukat, kontroller vs yi saymazsak yatıp uyumaktan başka bir
şey istemedi canım. Vietnam dönüşü Amerikan askerleri gibiydim, bir level
sonrası kafama kırmızı bandana bağlayıp I’m John Rambooooooo diye sokağa çıkmam
olabilirdi. (Yok yok korkmayın yapmadım öyle bir şey, en azından şu ana kadar
:) )
Peki nasıl çıktım bu saçma kafadan diye soruyorsanız,
köklerime dönmem yeterli oldu. Geçtiğimiz Cumartesi bütün bu olaylardan sonra
Beyoğlu’na gidip dostlarımla beraber vakit geçirmeye karar verdim. Ruhumu besleyen
güzel bir süreç sonrası, önce dövmecime gidip içmeye karar vermem, akabinde 5
kişi 3 litre jack ve sayısız birayla taçlandırılan old school bir gece ve sonunda bedenime kazınan “Back From The
Dead” dövmesi …
Bu bir teşekkür yazısı o yüzden çok uzatmayacağım. Bu süreçte bir kez daha ne kadar çok arkadaşım ve beni seven insan olduğunu görüp, ölmememin ne kadar doğru bir karar olduğunu hissettiren hepinize teşekkürler.
Sonuç olarak “I’m back from the dead” and “so tell the girls
that i’m back in town” …
Cheers 🍺