11 Eylül 2019 Çarşamba

ACI EŞİĞİ


Herkesin acı eşiği farklı farklıdır. Kimisi kurşun yese  dayanırım ben derken, kimisi eline kıymık batsa ortalığı birbirine katabilir. Evet acı çekiyorum, konu başlığı o yüzden çok yaratıcı olmadı benim için. İşin kötüsü acı eşiği yüksek olmakla övünen ben fiziksel olarak dağılmış durumdayım. Böbrek taşı düşürüyorum ve ona bağlı tansiyonum 19’lara fırladı vs vs … İyi dilekleriniz ya da ne halin varsa gör millete çektirdiklerinin yanında beter ol diyenlerinizi duyar gibiyim.

Aslına iki gruba da saygım sonsuz, mesela son sevgilim benden ayrıldıktan sonra onu takip etmediğim sosyal medya mecralarda bile beni bloklayarak çıtayı arşa taşıdı. Cadı kızlar grubunda kim bilir ne dedikodularım yapıldı ve oy birliği ile idamıma karar verildi belli değil. Oysa ki o kızın en yakın arkadaşı ile sevişmiş olmam, başka bir arkadaşının bana vermeye çalışması ve tanıştığımızda benimkinin sevgilisi olması bence gayet hafifletici sebepler olmalı.

Oooohhh beeeeee ,

Fazla iyi çocuk olup vicdan yapmaya başlayacaktım nerdeyse. Oysa ki insan özünden kopmamalı hiçbir zaman. Neyse o olarak kalmalı. Yazıyı yazdığım şu an fonda TooL’un yeni albümü “Fear Inoculum” çalıyor, ve TooL fanlarının bir kısımı albümü değişik olmadığı için beğenmediğini forumlara yazıyor. 13 sene beklenmiş sonuç bu mu olmalıymış ??? Evet tam da bu olmalıydı, eski bir dosttan yeni notalar.

Aynı şey bizler için de geçerli, hayatım boyunca eğlenceli, çok eşli, yaramaz bir çocuk oldum. İçimden ne geliyorsa öyle yaptım ve yaşadım. Sonuçları dibe vurmamı gerektirdiyse de, yine olsa yine aynı yollardan geçerdim. Yine threesome’da yanlış kıza aşık olur, yine motora biner, yine evde çılgın partiler verirdim. Zaman zaman konuma uygun farklı davrandığımız olsa da bunu hayat felsefesine dönüştürmedikçe sorun yok diye düşünüyorum. Doğduk ve aslında yaşadığımız her gün ölüme bir adım daha yaklaşıyoruz. Acı eşiğimiz ruhen ne kadar yüksek ise daha az yaralarımızın farkında olup gündelik kaosun içinde debelenip duruyoruz. Acı eşiğimiz düşük anlarda ise duygularımız ön plana çıkarak beynimizde arka plana attığımız şeyleri açığa çıkarabiliyoruz.

Biraz önce sanalda uzun süredir arkadaşım olan bir hatunla konuşuyordum. Kendisi evliliği, çocuğu ve gelecek ve hayata bakışı ile ilgili oldukça dobra açıklamalarda bulundu. Oysa ki tamamıyla yabancı sayılabilecek bir insanım ben onun için, sosyal medya da gördüğü kadarım, ama acı çektiğim bu anlarda kalkanlarımı indirdiğimi görüp güvenli bir liman olarak gördü sanırım beni.

Çok ciddi gittik, espirili bir son ile toplamak yakışır bence;

Bildiğiniz üzere Engin (R.i.p Bro) diye bir arkadaşım vardı. Bir akşam bununla caddede otururken Tinder’dan tanıştığı seksapeli yüksek bir abla yanımıza gelip bize katıldı. Kız geldiğinde ilk dikkatimi çeken dilinde ki piercing olmuştu ki bizimkinin bunu farketmesi anca benim söylememle olacaktı. Neyse gecenin sonunda herkes yoluna olsa da, bizimki Miss Piercing ile birkaç kez daha görüşmüştü benden sonra. Görüşmelerin sonunda bizimki her zamanki anlamsız telefon açmama ve mesajlara bakmama mallığına girip kaybolmuş, kız da haliyle öfkeden deliye dönmüştü ona karşı.



Aradan aylar geçtikten sonra bir gece Engin beni arayarak, Miss Piercing ile konuştuğunu durumu kurtarmak için kıza benim telefonumu verdiğini ve olan biteni kibar bir dille anlatmamı rica etti. 

(Hahahahahahahahhahahahaha bana dedi bunu banaaaaaaaaaaaa )

Büyük bir kibarlıkla konunun bende olduğunu  ve çözeceğimi belirtip, aramayı beklemeye başladım. Bir gün sonra bilmediğim bir numara beni arıyordu, arayan tabi ki de Miss Piercing’di.

Taramalı tüfek gibi girdi konuya, bu Engin nasıl bir insanmış, bir insan nasıl whatsapp’ını 16 gün açmazmış, telefona nasıl geri dönmezmiş, yoksa sevgilisi mi varmış  vs vs …

Uzun bir nefes alıp en karizma ses tonumla girdim konuya;

-       Miss Piercing, sana bunu nasıl anlatsam bilemiyorum ama, Engin aslında gay’liğini kendisine açıklamanın ilk evresinde şu dönem. Biz onu böyle kabul ettik ama hala emin olamadığı için kafası gel gitli. Hatta özeliniz olacak biraz ama, öpüşmüşsünüz sanırım ikinci buluşmanızda. Bana bunu anlatırken içinden gelen öğürmeyi nasıl tarif ettiğini duyman lazımdı ... (Hahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahah)

Karşı taraf dağılmıştı, dünyanın en sikko hikayesi, ses tonu ve birkaç can alıcı detay ile gayet inandırıcı gelmişti hatuna …

Sonuç mu bizim gayet iyi bir ilişkimiz var kendisi ile, Engin’in telefonu ikimizde de bloklu 😋






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.