Herkesin acı eşiği farklı farklıdır. Kimisi kurşun yese dayanırım ben derken, kimisi eline kıymık
batsa ortalığı birbirine katabilir. Evet acı çekiyorum, konu başlığı o yüzden
çok yaratıcı olmadı benim için. İşin kötüsü acı eşiği yüksek olmakla övünen ben
fiziksel olarak dağılmış durumdayım. Böbrek taşı düşürüyorum ve ona bağlı
tansiyonum 19’lara fırladı vs vs … İyi dilekleriniz ya da ne halin varsa gör
millete çektirdiklerinin yanında beter ol diyenlerinizi duyar gibiyim.
Aslına iki gruba da saygım sonsuz, mesela son sevgilim benden
ayrıldıktan sonra onu takip etmediğim sosyal medya mecralarda bile beni
bloklayarak çıtayı arşa taşıdı. Cadı kızlar grubunda kim bilir ne dedikodularım
yapıldı ve oy birliği ile idamıma karar verildi belli değil. Oysa ki o kızın en
yakın arkadaşı ile sevişmiş olmam, başka bir arkadaşının bana vermeye çalışması
ve tanıştığımızda benimkinin sevgilisi olması bence gayet hafifletici sebepler
olmalı.
Oooohhh beeeeee ,
Fazla iyi çocuk olup vicdan yapmaya başlayacaktım nerdeyse. Oysa
ki insan özünden kopmamalı hiçbir zaman. Neyse o olarak kalmalı. Yazıyı
yazdığım şu an fonda TooL’un yeni albümü “Fear Inoculum” çalıyor, ve TooL fanlarının
bir kısımı albümü değişik olmadığı için beğenmediğini forumlara yazıyor. 13
sene beklenmiş sonuç bu mu olmalıymış ??? Evet tam da bu olmalıydı, eski bir
dosttan yeni notalar.
Aynı şey bizler için de geçerli, hayatım boyunca eğlenceli,
çok eşli, yaramaz bir çocuk oldum. İçimden ne geliyorsa öyle yaptım ve yaşadım.
Sonuçları dibe vurmamı gerektirdiyse de, yine olsa yine aynı yollardan
geçerdim. Yine threesome’da yanlış kıza aşık olur, yine motora biner, yine evde
çılgın partiler verirdim. Zaman zaman konuma uygun farklı davrandığımız olsa da
bunu hayat felsefesine dönüştürmedikçe sorun yok diye düşünüyorum. Doğduk ve
aslında yaşadığımız her gün ölüme bir adım daha yaklaşıyoruz. Acı eşiğimiz
ruhen ne kadar yüksek ise daha az yaralarımızın farkında olup gündelik kaosun içinde
debelenip duruyoruz. Acı eşiğimiz düşük anlarda ise duygularımız ön plana
çıkarak beynimizde arka plana attığımız şeyleri açığa çıkarabiliyoruz.
Biraz önce sanalda uzun süredir arkadaşım olan bir hatunla
konuşuyordum. Kendisi evliliği, çocuğu ve gelecek ve hayata bakışı ile ilgili oldukça
dobra açıklamalarda bulundu. Oysa ki tamamıyla yabancı sayılabilecek bir
insanım ben onun için, sosyal medya da gördüğü kadarım, ama acı çektiğim bu
anlarda kalkanlarımı indirdiğimi görüp güvenli bir liman olarak gördü sanırım
beni.
Çok ciddi gittik, espirili bir son ile toplamak yakışır
bence;
Bildiğiniz üzere Engin (R.i.p Bro) diye bir arkadaşım vardı.
Bir akşam bununla caddede otururken Tinder’dan tanıştığı seksapeli yüksek bir
abla yanımıza gelip bize katıldı. Kız geldiğinde ilk dikkatimi çeken dilinde ki
piercing olmuştu ki bizimkinin bunu farketmesi anca benim söylememle olacaktı.
Neyse gecenin sonunda herkes yoluna olsa da, bizimki Miss Piercing ile birkaç kez
daha görüşmüştü benden sonra. Görüşmelerin sonunda bizimki her zamanki anlamsız
telefon açmama ve mesajlara bakmama mallığına girip kaybolmuş, kız da haliyle öfkeden
deliye dönmüştü ona karşı.
Aradan aylar geçtikten sonra bir gece Engin beni arayarak,
Miss Piercing ile konuştuğunu durumu kurtarmak için kıza benim telefonumu
verdiğini ve olan biteni kibar bir dille anlatmamı rica etti.
(Hahahahahahahahhahahahaha bana dedi bunu banaaaaaaaaaaaa )
Büyük bir kibarlıkla konunun bende olduğunu ve çözeceğimi belirtip, aramayı beklemeye
başladım. Bir gün sonra bilmediğim bir numara beni arıyordu, arayan tabi ki de
Miss Piercing’di.
Taramalı tüfek gibi girdi konuya, bu Engin nasıl bir insanmış,
bir insan nasıl whatsapp’ını 16 gün açmazmış, telefona nasıl geri dönmezmiş,
yoksa sevgilisi mi varmış vs vs …
Uzun bir nefes alıp en karizma ses tonumla girdim konuya;
- Miss Piercing, sana bunu nasıl anlatsam
bilemiyorum ama, Engin aslında gay’liğini kendisine açıklamanın ilk evresinde
şu dönem. Biz onu böyle kabul ettik ama hala emin olamadığı için kafası gel
gitli. Hatta özeliniz olacak biraz ama, öpüşmüşsünüz sanırım ikinci
buluşmanızda. Bana bunu anlatırken içinden gelen öğürmeyi nasıl tarif ettiğini
duyman lazımdı ... (Hahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahah)
Karşı taraf dağılmıştı, dünyanın en sikko hikayesi, ses tonu
ve birkaç can alıcı detay ile gayet inandırıcı gelmişti hatuna …
Sonuç mu bizim gayet iyi bir ilişkimiz var kendisi ile,
Engin’in telefonu ikimizde de bloklu 😋
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.