Oolm hassiktir yaaaaa, tanımadığın bir evde kedi varsa tuvaletin kapısını kapatman gerektiğini bilmeyecek kadar malmısın PaRaNoYaK. Bunları söylerken tuvalete işediğimi ve altımdan bana gözlerini devirerek bakan bir kedi olduğunu hayal edin lütfen. Hayvan bu adam da nerden çıktı, beni besleyen kadından farklı bir cihazla su fışkırtıyor diye iç geçirirken, ben umarım onu oyuncaklarından birisine benzetmez de saldırmaz stresi yaşıyordum.
Evet içiniz rahat olsun hala her şeyim yerli yerinde, ama hayvanın psikolojisi için şüphelerim yok değil. Hoş aslında
gecenin ilk ikna edilmesi gerekeni kediden ziyade kız arkadaşımdı o noktadan
sonra. Çünkü aklında ben bu konuyu anlattıktan sonra tek bir soru vardı,
kedinin üzerine de çiş damlaları düşmüş müydü, ya da onun deyimiyle “kedime
işediler”. (Tabi ki hayır, koca totosunu sallayarak gitti bana baktıktan sonra
asayiş berkemal)
Şimdi konuyu böyle anlatınca konu Gezi zamanı deri yelekli
çıplak adamlar bacılarımıza işediler ya da hardcore hayvan pornosu içeren bir
golden shower gibi tınlasa da konunun uzaktan yakından bununla ilgisi yok. Ama bilmediğin
bir evde fazla rahat hareket etmenin sonuçları olarak adlandırılabilecek bir
durumun söz konusu olduğu da su götürmez bir gerçek. Hoş sanırım iş dönüp
dolaşıp benim ekstra rahat bir insan olmam gerçeğine geliyor, mesela kız
arkadaşım ile daha tam ne olduğumuz belli değil iken, ilk gördüğüm anda pat
diye onu öpmeme hala şaşkın. Sanırım bazen beynim bir adım ilerde gitmeyi
tercih ediyor gerçeklerden, ama etrafımın buna alışması biraz zaman alıyor.
Neyse konu ben değilim bugün, konu üstüne işenmemesi gereken kediler ve
ilişkinin başlangıcında iki bambaşka insanı birbirine çeken şeyler.
Evet ne demiştik, sevgilinizin kedisine işemek iki insanı birbirine çeken şeylerden değil o kesin, ama devamında bu geyiğe düşerek saatlerce gülüp geyik yapabilmek kesinlikle o çekimi yaratan şeylerden. Ve tabi ki karşınızda ki güzel kadın tam siz evinize dönmeye hazırlanırken neden gündüz rakısı yapmayalım dediğinde kendisinin gözlerine düşmeme şansınız kalmıyor, ama tabi ki bu güzel anların sonrasında sabahın köründe uyanıp kahve demlerseniz durumu eşitleme imkanı sağlayabiliyorsunuz. Evet her ilişki peri masalı olarak başlar, bazen devam eder, bazen etmez. Özellikle de her iki tarafında yorgunlukları ve kırılmışlıkları var ise peri masalının başlangıcı da beklenen de zor olabilir. Ama yıllar sonra benim gibi kaşarlanmış bir ruhun içinde kıvılcımlar çakıyorsa, sonuna kadar yanında olmak için elinizden geleni yapacağınıza emin olabilirisiniz.
Aslında galiba o kıvılcımları harlayarak yangın çıkarmak en
kötü özelliğimdi benim, bu sefer anlıyorum ki güzel bir sonbahar akşamında her
iki tarafın içini ısıtacak yavaş yavaş yanan bir alev çok daha anlamlı
olabiliyormuş. Üşümeden birbirine yaklaşan iki ruh, anlık bir orman yangınından
daha doğruymuş. İnsan karşısındakine önem verdiğinde dinleyip empati
yapabiliyormuş mesela, anlık tensel çekimlerden çok daha anlamlı kılıyormuş bu
hayatı her iki taraf içinde. Özlem içeriyormuş ayrılıklar, başka bedenler
aramak yerine telefonda uyumayı getiriyormuş insana lisede ki gibi.
Uzatmıycam daha fazla … Hala şansınız varken sevin, sevilin,
kibarlığın bir ilişkide ne kadar önemli olduğunu unutmayın, karşınızdakini
anlamayı deneyin en azından bir kez hayatınızda, yanında olduğunuzu hissettirin
tüm içtenliğiniz ile.
Kim bilir sonra bir de bakmışsınız ki yıllar geçmiş el ele…
Kim bilir ?
Bora a.k.a. PaRaNoYaK PaLyAcO