Ne güzeldir ilişkinin başında sevdiceğinin gözlerine dalıp gitmek. Hayatının merkezine koyup, yarın yokmuşçasına sevişmek ve kaybolmak onun bedeninde. Kokusuna alışmak, teninde boğulmak … Ve sonunda acı gerçekle yüzleşmek “Başkasında Sen Olmak”
Ne acıdır bu hisle yüzleşmek. En yoğun denilen duygular, bir
bakmışsınız ki karşınızdaki kişinin aynada yansıması olmuş ve sizi ele
geçirmiş. Görselde sen olan ama ruhen karşısındakinin yansıması. Sorsanız bunun
adı aşktır, kara sevdadır. Oysa ki büyük bir aldatmacadan başkası değildir
insanın kendi içinde. Bu yüzdendir ki büyük tutkuyla başlayan aşklar genelde
hüsranla sona erer. İnsanın kendi yarattığı illüzyona aşkı aynaya bakana
kadardır. Bir anda bozulur o illüzyon ve kendini sorgulama başlar. Kendinden
ödün vermiş iyi niyetli bir yalancıdan başkası değilsindir o noktadan sonra. Yine de o yalanı
kendine tekrarlayarak bir süre daha inandırmayı denersin benliğini, oysaki
biliyorsundur sonun çoktan geldiğini.
İşte o an, her şeyi tükettiğin an, aslında özgürlüğünü
kazandığın andır. Bu deneyimin önemini yıllar geçtikçe anlarsın. Katılaşırsın,
karşındakini daha az önemser ve bencilleşirsin. Artık başkasında sen
değilsindir ama artık sen de değilsindir. Başka bir persona yaratmışsındır,
acımasız, flörtöz ama aşka uzak. Kendin olduğunu zannedersin, belki de
öylesindir ama mutlu değilsindir. Karşı tarafı mutlu edebilirsin, ipler senin
elindedir çünkü bilincin ve farkındalığın eskiye oranla çok yüksektir. Aynı
zamanda gaddarlığında o ölçüde artmıştır ama farkedemezsin. Yüzlerce bedende
ararsın mutluluğu ama sadece anlık zevkler yakalarsın hayatın içerisinde. Buna da
cevabın hazırdır, ben böyle mutluyum.
Halbuki ne başkasında sen olmak, ne de mutluluğu bencillikte
aramaktır “Sen” olabilmek. Önce ne istediğini bilmektir bazen mutluluk,
karşındakini dinleyebilmek, unutulmuş olan güzel hatıraları tekrar hayatının
merkezine alabilmek belki de.
Geçtiğimiz hafta sonu çok tatlı bir misafirim vardı. Boşanma
sonrası kendini çocuklarına adamış, ben anneyim içgüdüsünü hayatının merkezine
yerleştirmiş ama kendi benliğini unutmuş. Geçirdiğimiz üç günün sonunda bana
söylediği en güzel şey tekrar yaşadığımı hissettirdin bana demesiydi. Aldığım en
güzel iltifatlardandı sanırım, yalansız dolansız sonuna kadar içten…
Bu yüzden demek istediğim şudur ki, başkasında sen olmak yerine kendi bedeninizde ve ruhunuzda siz olmayı deneyin. Belki bu sayede geçmişinize yeni yaralı ruhlar eklemek yerine aynada mutlu yüzler biriktirirsiniz…
BoRa a.k.a PaRaNoYaK PaLyAcO